Saint Catherine Manastırı, dünyadaki en eski ve en saygı duyulan dini ve arkeolojik yapılardan biri olarak durmaktadır. Mısır’ın manevi ve kültürel mirasına derinlemesine yerleşmiş olan manastır, uzun zamandır dinler arası bir arada yaşamayı ve kutsal geleneklere saygıyı sembolize etmektedir. Olağanüstü evrensel kültürel, tarihi, dini ve ekolojik değeri nedeniyle 2002’den beri UNESCO Dünya Mirası Alanı olarak kayıtlı olan daha geniş Saint Catherine bölgesinin bir parçasıdır.

Mısır, din ve inanç özgürlüğüne ve dini mekanların korunmasına olan bağlılığını tutarlı bir şekilde sürdürdü. Bu bağlılık, ülkenin ulusal kimliğinde kök salmıştır ve özellikle son on yılda politikaya aktif olarak yansıtılmıştır. Çok sayıda kilise restore edilmiş, yeniden inşa edilmiş ve dinler arası diyalog ve katılım ulusal öncelikler olarak yükseltilmiştir. Dini törenler ve Hristiyan bayramları, tüm inançlardan Mısırlılar tarafından paylaşılan daha geniş hoşgörü kültürünü yansıtacak şekilde kamuya açık bir şekilde kutlanmaktadır.

Bu bağlam akılda tutulduğunda, 28 Mayıs 2025’te verilen son mahkeme kararına verilen tepki, sahadaki gerçeklerle ciddi şekilde uyumsuz görünüyor. Sadece kararın hukuki yönlerini yanlış yorumlamakla kalmıyor, aynı zamanda Mısır devletinin inanç özgürlüğünü anayasal ve politik bir temel taşı olarak koruma konusundaki yerleşik ve tutarlı duruşunu da göz ardı ediyor. Devlet tarafından alınan herhangi bir önlemin bu ilkeli taahhüde karşı çıkacağını öne sürmek ne doğru ne de makul.

Bu nedenle, Mısır’ın manastırın kontrolünü ele geçirmeye, din adamlarını yerinden etmeye veya dini kimliğini değiştirmeye çalıştığına dair son iddialar tamamen gerçeklere dayanmayan temelsiz iddialardır. Mahkeme kararı hiçbir şekilde veya biçimde dini özgürlüğü ihlal etmemekte veya Manastır’ın kutsallığını tehlikeye atmamaktadır. Aslında, Manastır’ın kutsallığını ve dini statüsünü yeniden teyit etmekte ve onu her türlü tecavüz veya önyargıdan açıkça korumaktadır. Karar, Manastır’ın mevcut statüsünü güvence altına almakta ve dini alanlara sahip olmaya devam etmesini garanti altına almaktadır. Mısır, Manastır’a ve ona bağlı miras alanlarına dini ve arkeolojik semboller olarak tam olarak saygı duymakta ve onları takdir etmektedir.

Herhangi bir yanlış anlaşılmayı veya yanlış yorumu açıklığa kavuşturmak ve dünya çapındaki Yunan Ortodoks Hristiyanlarına duyulan derin saygıdan dolayı Mısır, kararı açıklığa kavuşturmak için hızlı ve şeffaf adımlar attı. 30 Mayıs ve 23 Haziran’da, Mısır ve Yunanistan arasındaki stratejik ilişkileri göz önünde bulundurarak, Cumhurbaşkanı Abdülfettah El-Sisi, Mısır’ın Manastır’a ve dini önemine olan tam saygısını teyit etmek ve Mısır’ın Manastır’ın dini, manevi ve dinsel işlevlerini, tarih boyunca sadakatle onurlandırıldığı gibi, korumaya devam etme konusundaki kalıcı kararlılığını yinelemek için doğrudan Yunan Başbakanı ile görüştü.

Karar, Manastırın mevcut statüsünü güvence altına alıyor ve dini mekanlar üzerindeki mülkiyetinin devamını garanti altına alıyor

Ayrıca, iki büyük ulusumuz arasındaki açık ve yapıcı diyaloğu sürdürmek için 4 Haziran’da Kahire’de Yunan mevkidaşımı ağırladım. Ayrıca, 30 Mayıs’ta Kahire’de Avrupa büyükelçileriyle bir araya gelerek, Mısır’ın Manastır’ın 1.500 yıldan uzun süredir engellenmeden devam eden ve Mısır’ın gözlemlemeye devam etmeyi taahhüt ettiği dini ve dinsel rolüne saygı gösterme ve koruma konusundaki sarsılmaz tutumunu yineledim. St. Catherine Manastırı’ndaki ve ona bağlı dini arkeolojik yapılardaki tüm dini faaliyetler hiçbir nedenle engellenmeyecektir. Ayrıca, Dışişleri Bakanlığı, kararın St. Catherine Manastırı’nın veya ona bağlı arkeolojik alanların ve mezarlıkların kutsallığını veya tarihi bütünlüğünü tehlikeye atmadığını vurgulayan resmi bir açıklama yayınladı. Aksine, mahkemenin kararı manastırın statüsünün ilk resmi yasal tanınmasını işaret ediyor ve devletin kutsal karakterini koruma taahhüdünü teyit ediyor.

Ek olarak, Mısır Yunanistan ile büyüyen ortaklığını önceliklendirmeye devam ediyor. Bu taahhüt, Cumhurbaşkanı Abdülfettah El-Sisi’nin 7 Mayıs 2025’te Atina’ya yaptığı resmi ziyarette, ikili ilişkilerin stratejik ortaklık seviyesine yükseltilmesiyle yeniden teyit edildi. Ziyaret ayrıca, iki ülke arasında kurumsallaşmış iş birliğinin yeni bir aşamasının sinyalini veren Yüksek Düzeyli İş Birliği Konseyi’nin başlatılmasına tanıklık etti. Cumhurbaşkanı El-Sisi Atina’daki açıklamalarında, Mısır’ın topraklarındaki tüm dini kutsallıkları korumaya yönelik kararlı bağlılığının altını çizdi. Özellikle Güney Sina’daki Aziz Catherine Manastırı’nın saygıdeğer statüsünü vurguladı ve sadece Mısır için değil, daha geniş uluslararası toplum için de dini ve manevi önemini belirtti.

Saint Catherine Manastırı hem yaşayan bir ibadet yeri hem de paylaşılan insan mirasının bir işareti olarak korunmakta, saygı görmekte ve desteklenmektedir. Hz. Musa’nın Tanrı ile konuştuğu kutsal yer olan Sina Dağı’nın eteklerinde bulunan manastır, derin bir manevi ve dini öneme sahiptir. Mısır’ın ibadet yerlerini koruma, dinler arası uyumu teşvik etme ve evrensel değere sahip olağanüstü mirasımızı koruma konusundaki kalıcı bağlılığını temsil eder.

Dr. Badr Abdelatty Mısır’ın dışişleri bakanıdır.