Girit’in Agyia kasabasında göçmenler arasında çıkan çatışmaların ardından gerginlik arttı. Yetkililer, güvenlik sınırlarının aşıldığını ve ciddi halk sağlığı riskleri olduğunu belirtti.

Başbakan Kiriakos Miçotakis ve Girit bölge valisi Çarşamba günü adada iki yeni kabul tesisi kurulması konusunda anlaştılar, ancak tesislerin yerleri henüz belirlenemedi ve tartışmalar devam ediyor.

Öte yandan BM Mülteciler Yüksek Komiser Yardımcısı Ruvendrini Menikdiwela, Avrupalı ​​gazetecilere kapalı bir brifing vererek, hükümetlerin göçmen tehdidini kendi çıkarlarını korumak için nasıl kullandıklarına ilişkin endişelerini dile getirdi.

Bununla birlikte, BM Mülteci Ajansı, ilk kez Avrupa Birliği dışında iltica işleme merkezleri ve reddedilen başvuru sahipleri için tesisler kurma fikrini kamuoyuna açıkladı. Menikdiwela ayrıca, Yunanistan’ın Libya’dan gelenlere yönelik iltica taleplerini üç ay boyunca askıya alma kararını, 9 Ekim’de sona erecek şekilde uzatmamasını umduğunu belirtti.

Ajans, ağırlıklı olarak ABD ve Avrupa tarafından uygulanan fon kesintilerinin derinleşen mali sıkıntılar konusunda uyardı. Menikdiwela, “Yaklaşık 4.000 personelimizi ve bütçemizin neredeyse üçte birini kaybediyoruz. Geçen yıl yardım alan 11 milyondan fazla yerinden edilmiş kişi bu yıl yardım alamayacak,” dedi. Kaynaklar olmadan iltica sistemlerinin zayıfladığını ve “insanların Avrupa da dahil olmak üzere daha uzak yerlere göç etmek zorunda kaldığını” vurguladı.

Menikdiwela, sığınma sisteminin hayati önem taşıdığını savunarak, “Mülteci Sözleşmesi ve diğer anlaşmalar milyonlarca hayat kurtardı” dedi. Mültecilerin çoğunun, sıklıkla “işgallerden” söz eden zengin ülkelerde değil, daha fakir ülkelerde barındırıldığını vurguladı.

Avrupa’nın sığınmacı birikimi ve prosedürlerin suistimali gibi zorluklarla karşı karşıya olduğunu kabul etti, ancak “mültecileri göçmenlerden ayırmanın” ve reddedilen başvuru sahiplerinin ülkelerine dönmelerini sağlamanın hayati önem taşıdığını vurguladı. Uygun şekilde korunan merkezlerin ve üçüncü ülkelere yapılan transferlerin uluslararası hukuka göre yasal olduğunu belirtti.